3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü ( World Press Freedom Day ) tüm meslektaşlarımıza kutlu olsun.
Demokrasinin yeşerdiği, cezaevlerinde gazetecisi bulunmayan aydınlık ve barışçıl bir 'Basın Özgürlüğü Günü’nü bir gün umarım gururla kutlayacağız.
3 Mayıs kısaca basın özgürlüğüne saygıdır. Ülkelerdeki hükümetlere basın özgürlüğüne olan bağlılıklarını hatırlatır ve saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizer. Medya profesyonelleri arasında basın özgürlüğü ve mesleki etik konularında da bir düşünce günüdür. En önemlisi, Dünya Basın Özgürlüğü Günü, basın özgürlüğünün kısıtlanması veya kaldırılması için hedef olan medyaya destek günüdür. Ayrıca bir haber peşinde hayatını kaybeden gazetecileri anma günüdür.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, basın özgürlüğünün önemi konusundaki farkındalığı artırmak ve hükümetlere özgürlük hakkına saygı gösterme ve destekleme görevlerini hatırlatmak için 3 Mayıs'ı Dünya Basın Özgürlüğü Günü veya sadece Dünya Basın Günü olarak ilan etti. 1948 Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nin 19. Maddesi kapsamında yer alan ve Windhoek Bildirgesi'nin yıldönümünü kutlayan ifade, 1991'de Afrikalı gazetecilerin Windhoek'te bir araya getirdiği özgür basın ilkelerinin bir açıklamasıdır.
UNESCO ise Dünya Basın Özgürlüğü Gününü ise verdiği ödül ile kutluyor
UNESCO Guillermo Cano adını verdiği “Dünya Basın Özgürlüğü Ödülü”nü, dünyanın her yerinde, özellikle de tehlike karşısında olan gazetecilere veriyor.İlk defa 1997 yılında oluşturulan ödül, 14 haber uzmanından oluşan bağımsız bir jüri tavsiyesi üzerine verildi.
Ödül, 17 Aralık 1986'da Bogotá'daki El Espectador gazetesinin ofisleri önünde öldürülen Kolombiyalı gazeteci Guillermo Cano Isaza'nın onuruna verildi.
Gazetecilikte bilgi doğrulama çok önemli
Medya geliştirme özgürlüğünde dünya eğilimleri ne durumda. Pandemi’den daha tehlikeli bir kötü durum ortaya çıktı. Doğrulanmamış haber. Doğrulanmış bilgiye yönelik artan talebe karşı, bağımsızve dürüst medyanın önemi arttı. Covid-19 günlerinde halkı bilgilendirmek için çalışan gazeteciler kendi sağlığınıda riske atıyorlar. COVID-19'un ekonomik etkisi gazetecilik için varoluşsal bir tehdit oluşturabilir. Krizin ortasında gazeteciliğe karşı yeni fırsatlarda yok değil.
20 Martt’ta şöyle yazmıştım. Aynen yazdığım gibi 3 Mayıs’a geldik.
“O kadar çok video fotoğraf geldiki telefonuma... Artık açıp bakmıyorum bile... İngiltere'nin başkenti Londra'da bomba atanlar, otobüs yakanlar, dükkanları yağmalayanlar.... Maalesef bunlar hep eski görüntüler, fotoğraflar... En azından teyit edilmedi, doğrulanmadı...Londra halkı bu sahte haber ve videolarla birbirlerini panik yapıyor....Yapmayınız...Öncelikle kendinizi temiz tutunuz. Dükkanlarınızı kanunların verdiği izinlerle açınız. İşlerinize devam ediniz. Evden çalışma olanağı varsa evden çalışınız. herşeyin başı temizlik...
Panik yok...
Sokağa çıkma yasağı (LOCKDOWN) uygulansa bile, Londra'da dükkanlar kanunlar dahilinde açık olacak.
Bakkal, süpermarketler açık olacak.
Hastane - GP'ler açık olacak.
Sokağa çıkma yasağı uygulansa bile, dışarı çıkma izni verilecek. Günlük alışverişlerinizi yapmak için dışarı çıkabileceksiniz ama gezme dolaşma, parkta yürüme olmayacak. Evde zorunlu kalacağız.”
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü ( World Press Freedom Day ) tüm meslektaşlarımıza kutlu olsun.