İki günlüğüne hem iş hem tatil için geçen haftasonu Güney Fransa’ya gittim. Gittiğim gezdiğim görüştüğüm uzun ve bana kalsın size tanık olduğum bir sohbeti aktarmak isterim. İki yaşlı İtalyan ile Cem Uzan’ın yaşadığı St.Tropez’e giderken sinemanın başkenti Cannes şehrinde bir kafede karşılaştım.
İkiside Sicilyalı.
Hani şu ünlü Antonio ‘Tony’ Montana mafya karakteri ile ünlü İtalyan adasından...
İkiside neşeli.
Ossolemio diye şarkı söylediler.
İlk sözleri: “ Arkadaş... Viva İstanbul... Türkiye ... çok güzel” oldu.
İtalyanlar, Türklerin ihracaatta mermer, deri, tekstil alanında güçlendiğini anlattılar. Dünyada İtalyanların bu alanlarda sözünün geçtiğini bildiğim için o anda gururlandım. Demek ki Türkiye ekonomisi bir şekilde iyi gidiyor yorumu yaptım kendi kendime...
Sohbet uzadı. Antalya’ya oradan Sicilyali İtalyanlar ile Türk’lerin düğünlerinde para asma geleneğinin ortak olduğuna kadar geldi. Tam diyecektim Sicilyalıların kökeni Türk’tür diye vazgeçtim.
Türkiye’ye Fransa’da İtalyanların gözüyle baktım. Sonra aklıma Türk halkı geldi. Demokrasi, insan hakları, hukuksuzluk, Soma, Gezi... liste uzun.
Bu Godfather bizim devlet babamız olsun. Aynı Londra’da ki veya Roma, Berlin’deki Türk aile babaları gibi. Gurbette sabah akşam çalışır, para kazanır zengin olur. Altına lüks araba alır hatta köyüne lüks villa bile yaptırır. Sonra aile içindeki demokrasi ile çocuklarıyla, eşiyle, komşularıyla ilgilenmediği için sorunlar başlar. Aile dağılır. Çocuklar çeteleşir. Komşularıyla düşman olur. Ne arabasından zevk alır ne de köyde ki villadan... Ama olan olmuştur.
Geriye dönüş yoktur.
Ekonominin iyi olması hiçbirşeye yaramıyor bazen.
Ne aşk kalıyor ne saygı ne Sevgi...
Aynı Türkiye’nin şu anda içinde olduğu durum gibi.